Uzuuuunca bi
aradan sonra, cümleten merhaba!
Biliyorum, ihmal
ettim yazı yazmayı. Neden elimin varmadığını da düşündüm epey. Bilmiyorum,
bilemiyorum.. Ama netice-i velkelam, bendeniz, yine karşınızdayım.
Geçen koca süre
zarfında ne yaptım derseniz.. Aslına bakarsanız, pek de bişey değişmedi
hayatımda. Aynı tas, aynı hamam..
Takipçilerim
bilirler; pek bi eller havaya, pek bi yiyelim-içelim-gülelim-geçelim
modundaydım. Dedim, Katakulli Perisi, bu böyle olmayacak. Hoydur hoydur gez,
eğlen de.. Nereye kadar??? O kadar okumuş kızsın, az kendine gel. Şu plaza kızı
modundan da çık. Bi içine dön, kendini tanı; nerden geldik, nereye gidiyoruz,
bi bak bakalım..
Öncelikle,
hayatımda beni daraltan, canımdan can götüren insanları bi çıkarıverdim
hayatımdan. Psikolog olayına girdim. Az bi eve kapandım; işten eve, evden işe...
Öyle, her “kalk gidiyoruz” diyene
ayakkabılarımı yolda bağlaya bağlaya koşmayı bıraktım. İçkiyi azalttım, düzenli
spora başladım. Bar-pavyon olaylarını, önemli gün ve haftalarla sınırladım. “Kendi İçimize Dönelim”, “Ruhumuzu Dinginleştirelim” kitaplarına
sardım. Okudum, okudum, okudum...Veeeeee.....
Sonunda
patladım!!!!! Patladım yahu! Neden mi? Anlatayım şekerler:
Psikoloğum, Canım Benim, Seni Ben Pek Çok Severim
Aman zaten, iyi
üniversite mezunu, eli para tutan, iş güç sahibi herkes, ya bi psikoloğa ya da bir
yaşam koçuna gidiyor. Sen yıllarca oku, çalış, kendini geliştir, kültür yap,
sanat yap, akılı bilemem ama fikir sahibi ol.. Sonra da “balkonda sakız çiğneyerek etrafı seyreden kız” kafasına gelmek
için doğruca git bi psikoloğa de ki “Sayın
yetkili, benim param bana çok geliyor. Ama sen al bu paraları, benim bildiğimi
bana bi anlat hele. Hani kendime yediremedim, falcıya gideceğime sana geldim”.
O da seni deri bir koltuğa oturtsun, sonra da hayatında boktan giden ne varsa,
ya annenle koparamadığın bağına ya da geçmişinde affedemediğin insanlara
bağlasın. Artık, o deri koltukta nasıl bir büyü varsa, ilk bir hafta psikoloğun
söylediği sana çok mantıklı gelsin. Tam büyüden kurtulurken, zaten bi sonraki
seans geliyor. İkinci ve üçüncü seanslarda ise geçmişinde kızdığın, kırıldığın
kim varsa affet teranesi...
Psikolog: Affedin
Katakulli Hn.
Katakulli Perisi: Anlıyorum
onları.. Ama affedemiyorum. Sadece anlasam yetmez mi?
Psikolog: Olmaz,
affedeceksiniz. Biliyorum, çok zor. Ama göreceksiniz, affedince her şey
gülbeşeker olacak.
Katakulli Perisi:
Hmmmm, peki. Tekrar deneyeyim.
Müteakip seanslarda
diyaloglar az biraz değişiyor:
Psikolog: Evet
Katakulli Hn, affettik mi?
Katakulli Perisi: Yani
çabalıyorum. Sanki biraz affettim gibi ama emin değilim.
Psikolog: Affedin
yahu! Affedin gitsin!
Katakulli Perisi: (İç
ses: Yaaa sabırrrrrr!) Hadi öyle olsun affediveriyim valla! Ehehheheee J
Aradan geçen bir
kaç seans sonra, ilk affetmem gereken kişinin psikoloğum olduğunu anlıyorum.
Arkadaş! Kol gibi vizite parası ödemişim, hala bir tık ilerleme yok. Erenlerden
değilim ki, onu da affedeyim, bunu da affedeyim J
Hemen bir iç
çözümleme yaptım. İlk seansta affetmem gereken kişi sayısı 7’ydi. Aradan geçen
zamanda, bu 7 zat-ı şahaneyi affedemediğim gibi, üstüne 2 kişi daha eklendi. O
zaman, sorunu kaynakta çözmek gerek! Bana affetmeyi öğretme! Takmamayı öğret!
Öğret ki, günün sonunda, affedilecek kişi sayısı sıfır, huzur bi milyon olsun.
Hemen bu keşfimi
de yanıma alıp, psikoloğun deri koltuğundaki yerimi aldım:
Psikolog:
Hoşgeldiniz Katakulli Hn. Nasılız bu hafta?
Katakulli Perisi:
Ben buldum, hocam! Affedemiyorum. Bunu anladım. Ama sizden artık kimseyi
takmamayı öğrenmek istiyorum. Affedecek raddeye gelmeden kapatayım meseleyi
kafamda diyorum. Ne dersiniz?
Psikolog:
Harika bir iç keşif!! Kutluyorum sizi!
Katakulli Perisi: (İç
ses: Eşşek sıpası! Bunu sen keşfet diye tomarla para sayıyorum kapında!) Oldu!
Peki, geçmişteki o affedilecek 7 kişi için de artık başka bi formül bulursunuz
umarım.
Psikolog:
Tamam, onlar için öfke seansı yapalım. Şimdi alın şu yastığı, bağırmaya
başlayın, kendi sesinize odaklanın. Sonra da hazır hissettiğinizde yastığa
vurmaya başlayın.
Katakulli Perisi: Şimdi,
bağıra bağıra yastığa girişiyorum di mi? Doğru mu anladım?
Psikolog:
Ayyyneeennn.. Hazır olduğunuzda başlayın.
Ay şekerler!
Benim o salon kadını, hanım hanımcık görüntümün altında ne pis bi sokak kadını,
ne iflah olmaz bi çingene varmış. Bir-iki “ommmm”
sesi çıkardıktan sonra, nasıl daldım ben o mavi puantiyeli yastığa. Sinli kaflı
küfürler ağzımdan çıkarken, odanın duvarlarında tükürüklerim dalgalar halinde
kıyılara vuruyor. Ağzını, burnunu kırıyorum o 7 kişinin. Kadın olanlarının yüzünü
yırtıyorum, erkeklerin ise favorilerinden tutup tutup kafalarını kayalara
çarpıyorum. Yemin ediyorum, yastığın elyafları pörtledi sağa sola. Artık kolum
mu yoruldu, yoksa sesim mi kısıldı hatırlamıyorum. Bitti birden... Sessizlik...
Ohhhhh!!! Artık
yastığın parasını da bi zahmet seans ücretine ekleyiversin! Ama bi rahatladım,
bi rahatladım.. Bi huzur geldi bana.. Böyle, minnoş gibi, pamuk gibi oldum.. E,
be güzel arkadaşım! Haftalardır parçalatsana sen bana şunları! Ne affedicem
diye kasıyoruz. Dillerini koparıp, ellerine verince bitiyormuş işte dert tasa!
Tabi bundan
sonrası, artıkın grup terapisi. Yüzde binbeşyüz verilen tedavi bu!
Grup terapisinin
mantığı, daha bi akla yatkın. Aslında işin özü şu: Bi grup dertli, bunalımlı insanla,
her hafta, aynı gün ve aynı saatte bir araya geliyorsun. Dışardan bakınca, hepsinin
de işi gücü falan yerinde, hayatları 10 numara. Ama iç dünyalar darmadağın. Toplaşıyorsunuz,
seçilen bi kişi başlıyor, grubun geri kalanı da ona bakıyor ve içinden “Ay aman, benden beterleri de varmış.
Allahıma şükürler olsun, ben bayaa iyiymişim yav.” deyip rahatlamış bi
şekilde vezneye yöneliyor. Olay bu şekerler! Çok bilimsel olmasa da daha somut
bir açıklama mekanizması işte J
Şimdilik grup
terapisine devam ediyorum. Şaka bir yana, iyi geliyor.. Yani geliyor gibi..
Aman, gelmiyorsa da boşver, gruptakiler çok kafa insanlar. Gülüyoruz en azından
J
Ay ne çok yazasım
gelmiş. Daha diğer başlıklar da var ama baymayayım ilk günden. Yaptıklarımla
ilgili anlatacaklarım daha bitmedi. Spor salonu var, yemek yapması var, kişisel
gelişim kitapları var. Geri kalanını bilahare anlatacağım.
Hadi sağlıcakla
kalın, efem J
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder