Epeydir kendimde
yaptığım değişiklikleri anlatmaya devam, şekerler! Psikolog macerasını
biliyorsunuz zaten (Bkz: http://katakulliperisi.blogspot.com/2014/01/dunya-yansa-yorganm-yok-icinde-en.html). Bu süre içinde, bir de
içkiyi azaltıp, spor olayına girdim.
Sanırım son
zamanlarda yaptığım en iyi şey, gidip şu spor merkezine üye olmak oldu. Kendimce
bi plan yaptım. Haftanın 6 gecesi barlarda tüketeceğim alkol parasını, aylık
olarak birine versem... O da beni, o barların kapısından sokmayacak şekilde
meşgul etse yeter. Zaten azalan alkol tüketimi, eşittir azalan kalori alımı...
Süper plan!!!
Eve en yakın spor
merkezine gittim, kaydoldum. Hemen aldılar beni içeri, yok yağ ölçme, yok kilo
tespiti, bilmem ne endeksinin hesaplanması falan, hepsini yaptılar. Buna göre
kişisel program oluşturacaklarmış. Daha çok nerelerimi çalıştırmak istediğimi
sordular. İyi de arkadaşım, belli olmuyor mu nerelerimin çalışması gerektiği?
Bak şöyle, nerem löbürdüyorsa, çalıştıralım işte beraber. Sonunda amacım, eni
konu insana benzemek!

Neyse, lafı
uzatmayalım. Benim program başladı. Haftada 4 gün. İki gün yüzme, iki gün
ağırlık/fitness programı. Yüzme kısmında sıkıntı yok. Geçiriyorum kafama şapppp
diye o naylon boneyi.. Atıyorum kendimi suya.. Şabalak şubalak, non-stop bir
saat yüzüyorum. Kondisyonumdan kendim de havuz koçum da memnun... Ya, hep aynı
şey! Havuzun kenarına gelince, endamıma bakan, 15. dakikada havlu atacağımı
sanıyor. Ama sıkı yüzerim. Artiz artiz girerim, sakin sakin yüzerim. Benden sonra
girenler, benden önce çıkar. Hahhhaayyttt!!! Kulacıma kuvvet J
Ama gel gelelim,
ağırlıkla çalışma kısmında, bende bir özgüven kaybı, bir eziklik sormayın
gitsin. Bi kere, salonda o kadar az kız var ki... Ağırlık basan erkeklerde de, anacım,
o ne boy o ne pos öyle yaaa... Ben kendimi yanlarında, genç irisi Adile Naşit
gibi hissediyorum bu biiirr... İkincisi, aletin birinin başına geliyorum. Bakıyorum,
ağırlık baremi 60 kg’da. Elimdeki programa bakıyorum, benimkinde 10 kg yazıyor.
Utanıyorum ağırlığı değiştirirken. Zaten basacağım ya 10 ya 15 kere. Bir de o
spor salonlarının duvarlarını süsleyen resimlerdeki hatunlar nedir yaaa...
Hepsinin yüzünde nasıl hoş bir gülümseme, nasıl bir endam, işve... Aynı aletin
üzerine çıkıyorum. Hareketin yarısında aynada kendime bi bakıyorum, domates
gibi kızarmışım, saç-baş darmadağın... Hele yatarak basılan ağırlıklarda, durum
daha da feci. Biraz miyop birisi uzaktan bana baksa, salonun ortasında bir
kadın eşofmanlarıyla doğum yapıyor sanır. Pufff pufff nefes alıyorum, terler
boncuk boncuk... Sanki, dişlerimle bir tırı çekiyormuşum gibi bir acı
suratımda. Spor koçum başımda bağırmaya başlayacak neredeyse “Ha gayret az kaldı, geliyor geliyor..
vallahi erkek.. allah analı babalı büyütsün”.
Spor koçum dedi
ki, “Katakulli Hanım, çok iyi
gidiyorsunuz. İsterseniz, bazı akşamlar grup programlarına da katılabilrsiniz”.
Yapma be koç! Zaten karizma yerlerde! Sokma beni şu rekabetli ortamlara! Neyse,
koçtur dedik, kendimizi teslim ettik bi kere. Giricez grup programlarına da.
Grup
programlarına baktım şöyle. Spinning var, rezervasyonluymuş. Amaan kasamıycam
öyle pedal basa basa. Crunch Burn var, Total body var, Gymball Crunch var. İsimleri afili, kesin katılımcıları da
öyledir, hırslılardır. Spor yapıcam diye sinire kesmeyeyim. Aaaaa Yoga varmış.
Dur bak, hiç yapmadım. Hem de öyle çakralar açılır, içim açılır usul usul
dedim. Yoga sınıfının saati de uyuyor bana. Hadi bakalım hep beraber “ommmmm” J
Yoga sınıfına girdim,
erken gelmişim, bekliyorum diğer sınıf arkadaşlarımı. Böyle fit hatunlar
gelicek, iç dengesini arayan adamlar gelicek sanıyorum. Kapı açıldıkça içeri
girenler, bildiğin güne giden teyzeler. Dombili dombili teyzelerin yanında da
ben yaşlarda bi bey var, hepsi bu...


Uzun lafın
kısası, yılmadım, yıkılmadım, ayaktayım. Devam ediyorum spora. Hani 2 ay sonra
gitmeye üşenirim diyordum ama olmadı öyle bir şey. Şu son bir sene içerisinde
yaptığım herşeyden içim bayıldı ama spor olayı güzel. E tabii, bir süre sonra yavaş
yavaş da olsa olumlu etkilerini görmeye başladım söylemesi ayıptır J
Dur sen, o
kırmızı pantolonun içine sığabilirsem, siz o zaman seyreyleyin terli domatesi!
Puffff... 48... Pufff... 49... Puffff... 50...
Özlemiştim seni canım perim. Habersiz bırakma artık bizi sık sık yaz. Öptüm seni ve biraz geç dahi olsa 2014senesinde herşey dilediğince olsun.
YanıtlaSilteşekkür ederim Liren, hepimizin. Ben de özlemişim :)
YanıtlaSil