18 Nisan 2012 Çarşamba

Birisine de “Hayır” de be kadın!!!!

(Hahahaaaa!! Bakın bu başlık günde en az 100 hit alır nette!!! Amaaaa sandığınız gibi değil J)

Sıkıcı kış günlerinin ardından, kış uykusundan uyanan her ayıcık gibi bende de bir bahar havası sormayın gitsin. Ha bu ayıcık, tüm kışı da uyanık geçirdi, ama olsun... Doğa uyanıyor ya!! Ben daha bi uyanmalıyım… Herkeslerden daha uyanık olmalıyım!!!

Günler uzamış… Kar lastikleri, gerisin geri evin deposundaki yerini almış… Sabahları gözünün içine içine vuran bir güneşle uyanmak falan derkeeeennn… Herkese gelen bahar, bana da geldi. Bir enerji deposuyum ki sormayın gitsin. İçime kaçan zıp zıp mı var desem??? Zembereği boşalmış saat gibi dolanıp duruyorum ortalıkta…

Sabahları, her zamankinden daha bi erken uyanıyorum. Hoppala yataktan zıpla!!! Geçir sabahlığı üzerine… Doğru mutfağa... Geçerken radyonun tuşuna basss... Bu aralar Türkçe Pop takılıyorum. Sabahın kör şafağında, üzerimde pembe sabahlık, eller havaya… Serdar Ortaç mı desem? Hande Yener mi desem? Bir elde kahve, bir elde günün ilk sigarası… Hele bir de radyonun biri, bi güzellik yapıp da 90’lardan bişiler çalarsa, benim salon, gündüz matinesi J Kıvırrrr… kıvırrrrrrr…

Tabii, o kahveyle o sigaranın parasını ödeyebilmek için işe de gitmek lazım. Bozuluyor muyum?? Asla!!! Evden çıkıp işe gitmek için motivasyonum, araba kullanıp müzik dinlemek. Uzun yol şöforü olsam keşke J

Ofisten içeri girince, oraya bi “Günaydın” buraya bi “Hooppp n’aberr??”… Geçen gün sordu biri bana “Sen niye bu kadar neşelisin her gün?” diye… “Battı mı?” demişim… Onun, neşesi söndü tüm gün bu cevaptan sonra J

Eşşşşek gibi, o toplantı senin, bu iş yemeği benim… Şanslıysam, öğlen eski dostlardan biriyle kaynatıp dön ofise.. Geçir semeri sırtına, başla tırnaklamaya önündeki bilgisayarı… Hooooppp amanın da paydos saati… Oh amaaannn!!! Havada kararmamış daha…

Ama işte o anda bi boşluk hissi: N’apsam… N’apsammm??

Çalan telefondaki tanıdık bir sesse, değmeyin şirinliğime… Akşama benle bir aktivite yapsın diye bir şen kahkahalar, bir eğlenceli cilveler… Neden??? Eve giresim yok arkadaşımmm…

-          Katakulli Perisi, çıkışta bi kahve mi içsek?
-          Aaa!! Kahve miiii… Ayyy süper fikir, çok iyi olur!!! (İç sesim: Bugün içtiğin 8. kahve bu. Selülitlerinle koyun koyuna yatarsınız artık…)

Hemmmen kır direksiyonu sözleşilen mekana…

Kahvenin dibini görmeden bi telefon daha:

-          Katakulli, napıyosun?
-          Bir arkadaşımla kahve içiyorum. Hayırdır?
-          Ay ne biliyim 1 haftadır evden çıkmadım.
-          (İç ses: Yuhhhh!!! 1 hafta mı? Öl baaariii!!)
-          Buluşsak mı diycektim ama sen şimdi arkadaşınlasın.
-          Yok yok… Zaten kalkıcaz yarım saate. Nereye geliyim?
-          Zıbıtık Bar’da mı buluşsak?
-          (İç ses: Geçen hafta 3 akşam ordaydım.. Pöfffff!!) Tabi tabiiii… Çok iyi olur, ne zamandır gitmedim ben de!!!
-          (Garsona dön) Hesap lütfeeennn!!!

Hafta sekiz, gün dokuz, aynı senaryo…

Amanın da Perşembe’den bir afakanlar, bir daralmalar: Hafta sonu n’apsam… N’apsamm??

-          Cuma akşamı evde rakı mı içsek Katakulli?
-          Olur!
-          Cumartesi sabah koşmaya gidelim mi?
-          Olur!
-          Cumartesi öğlen çocukları parka götürücem Katakulli.
-          Ay dur ben de geleyim de yuvarlanayım parkta biraz!
-          Cumartesi akşam konsere mi gitsek Katakulli?
-          Olur!
-          Pazar sabahı brunch??
-          Olma mı??? En güzeli olur!
-          Pazar öğlen Tunalı’da işim var, Katakulli.
-          Dur ben de geleyim, ordan da iki bişey içeriz.
-          Katakulli, Pazar akşam şöyle değişik bi şey mi yapsak ki?
-          Olur!!! (İç ses: Değişik bi şey mi? O da ne ki???)

İçiniz daraldı, di mi? Daralmasın!!! Bu zat-ı şahane, bundan 1-2 ay önce, evindeki misafir uyurken, gece gece kotunu geçirip üstüne, başkalarıyla buluşmaya gitti.
Bunu da yaptım mı??? Yaptım vallaaa J
  
Neyse… En azından, anormal olduğumun bilincindeyim hala… Daha şuursuz günler kapıdadır belki de… Kim bilir L

2 yorum:

  1. Her zaman ki gibi anlatım tarzı müthiş güzel. Dünyalar tatlısı Perim niye daha sık yazmazsınki. her seferinde tadı damağımda kalıyor.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Lirencim şimdi sen bana "dünyalar tatlısı perim" falan dedin ya... Ben böyle kendini fan'lari olan ünlü biri gibi hisettim birden :) Ama sonra "hööyytt" dedim egoma... Hemen kendime geldim, özüme döndüm... Ben yazayım sen oku be Liren, ben daha ne isterim ki!!!!

      Sil